Çocuğunuzla Bağırmadan, Saygılı ve Şefkatli İletişim Kurmanın Yolları

Bağırmak çocuklarınızla tek iletişim yolu haline geldiyse;
Bağırmadığınız sürece sizi asla dinlemiyorlarsa;
Aranızdaki bağlantının giderek zayıfladığını hissediyorsanız;
Çocuğunuz sizden korkuyorsa yada sizi hiç umursamıyorsa;
Pişmanlık ve suçluluk içinde kıvranıyor; fakat bu durumu değiştiremiyorsanız;
Daha dün hatta belki az önce çocuğunuza bağırdıysanız;
Bugün ve şimdi, çocuğunuzla ilişkinizi onarmanın tam zamanı!
Saygılı ve şefkatli bir iletişim kurmak mümkün, zor ve mümkün!
Daha iyi bir insan/ebeveyn olmak, daha mutlu bir çocukluk bırakmak, biraz çabayla mümkün.

Gerçek şu ki; çocuklar en iyi model alarak öğrenir ve saygı gören çocuk, saygı duymayı da öğrenir.

____
Bağırmanın zararları ile başlayan ve fark etme/kabullenme/önleme/onarım önerileri ile devam eden; çocuklarıyla bağırmadan iletişim kurmak isteyen ebeveynler için hazırladığım yazı dizisinin sonuncusu bu.

Gönülden diliyorum ki; tek bir anne/baba/çocuk için ışık, umut olabilse yeter 🙏💜

____

📍Bağırmanın Bir Alışkanlık Olduğunu Kabul Edin.

Bağırmanın geçerli bir iletişim yolu olmadığını; çocuğunuza, ilişkinize, size ve çocuğunuzun potansiyel ilişkilerine de zarar verdiğini hatırlayın.

Bir defa işe yaramış gibi göründü diye başladığınız; her seferinde dozu daha da artırmak zorunda kaldığınız, kısa/uzun vadede çocuğunuzun davranışlarına olumsuz etki eden kötü bir alışkanlık olduğunu kabul edin.

Biri ile sürekli bağırarak iletişim kurduğunuzu; yada size sürekli bağırıldığını düşünün. Aranızda sevgi bağları mı kurulur; yoksa nefret tohumları mı?

Bağırdıkça birini daha çok sevmezsiniz.
Bağırmak sadece onun size olan değil; sizin de çocuğunuza olan sevginize her seferinde azar azar zarar veriyor.

 

📍Çocuğunuzu Değil; Kendinizi Kontrol Etmeye Odaklanın.

Çocukların davranışlarını düzenlemek, onları yontmak, istediğiniz hale sokmak için verdiğiniz çabayı kendinizde olmasını istediğiniz değişimler için harcayın.

“Beni dinlesin, dinlemediği için bağırıyorum” diye çocuğunuzu zorladığınız kadar;

“Bağırmaktan vazgeçiyorum, daha iyisini yapabilirim” diye kendi sınırlarınızı zorlayın.

📍Çatışma Anları İçin Hazırlıklı Olun.

Çocuğunuz sessiz sakin oturup kendi kendine oyun oynarken muhtemelen bağırmıyorsunuzdur.
Çocuğunuzla çatışmalar yaşayacağınız gerçeğini kabul edin.

Aranızdaki her anlaşmazlıkta, bağırmanın tek çözüm yolu olmadığını hatırlayın.

Çocuğunuzun gelişim dönemleri hakkında bilgilenin.

Davranışlarını kişiselleştirmeyin.

Siz güçlü, akıllı, yetişkin bir insansınız.
Hayatta her an karşılaşabileceğiniz pekçok krizi daha iyi yönetebilmek için onlarca beceriye sahipsiniz.

Patronunuza, eşinize, anne/babanıza, müşterilerinize her zor durumda bağırmayı tercih etmeyecek kadar olgunsunuz.
Çocuğunuza da kriz/çatışma anlarında kullanabilecekleri, sahip olduğunuz bu becerileri model olarak öğretmek istiyorsunuz.

Sizin gibi güçlü ve akıllı olmasını istediğiniz çocuğunuza her çatışma anında sürekli bağırmak yerine; daha iyisini öğretebilirsiniz.

📍Çocuğunuza Söz Verin

Ebeveynler, çocuklarına bu konuda söz vermekte zorlanırlar. Çünkü bağırmanın zararlarını ve hatalarını, uyguladıkları en birincil kaynağa karşı kabul etmek istemezler. Ya sözümü tutamazsam diye korkarlar.

Oysa bir çocuğa ona bağırdığınız için hatalı olduğunuzu, onun bunu hak etmediğini, sorunun onda değil, sizde olduğunu sadece söylemek bile; gördüğü kötü muameleyi normalleştirmemesi, kendi benliğine saygı duyması için yeterlidir.

Çocuğunuza “şimdiye kadar sana bağırdığım için çok pişmanım, özür dilerim, bundan sonra tekrarlamamak için elimden gelenin en iyisini yapacağım, söz veriyorum” diyebilmek; size de daha iyisini yapabilme gücü verir.

📍Ebeveynlikte İyi Olduğunuz Alanları Bulun

Her ebeveyn, her zaman, her konuda iyi olamaz. Daha iyi olduğunuz yönlerinizi keşfedin ve güçlendirin.

Çocuğunuzla oyun oynayamıyor ama süper yarış yapıyorsunuzdur.
Derslerine yardımcı olamıyor ama onun için şahane yemekler yapabiliyorsunuzdur.
Uzun konuşmalarda iyi değilsiniz ama çocuğunuzu karnı ağrıyana kadar güldürmeyi çok iyi bilirsiniz.

Birlikte iyi vakit geçirdiğiniz alanlara daha fazla zaman ayırın.

Bu size ebeveynliğinizle ilgili özgüven kazandırır, öfke nöbetlerinizi azaltır.

Çocuğunuzun sizin daha iyi olduğunuz yönlerinizi görmesine ve sizinle güzel vakit geçirdikçe, işbirliğine daha yatkın olmasına yardımcı olur.

📍 Toleranslı Olduğunuz Zamanları Fark Edin

Çocuğunuzla ilişkinizde; daha toleranslı, daha sakin olduğunuz konuları ve zamanları fark edin.

Bu konular sizin için neden daha kolay, neden bu zamanları daha kolay yönetebiliyorsunuz. Sizi tetikleyen zor zamanlarda da bu halinizi çağırabilir misiniz?

“Ben çok kötü bir anne/babayım” içinde kaybolmak yerine; “şu konularda daha sakin kalabiliyorum, her zaman, her konuda çocuğuma öfkemi yansıtmıyorum” diyebilmek size güç verir, motive eder.

Çocuğunuza da bu zamanları gösterin.
“Geçen gün sana X yaptığında çok kızmıştım, kalbini kırmıştım ama bak bu konuda daha sakin kalabiliyorum, çabalıyorum” diyebilmek; sizi korkulan, herşeye bağıran bir ebeveyn yerine; bazen hatalar yapan ve telafi etmek için çabalayan bir insan olarak görmesine yardım eder.

📍 Kendinize Notlar/Hatırlatıcılar Hazırlayın

Artık karar verdiniz ve çabalıyorsunuz, başaracaksınız.

Evin görünecek yerlerine, buzdolabına, başucunuza, telefonunuza vs. niyetinizi, size iyi gelen sözleri, güzel anları, çocuğunuzun ve kendinizin sevdiğiniz özelliklerini, bağırmak yerine yapabileceklerinizi, iyi geleceğini düşündüğünüz şeyleri yazıp asabilirsiniz.

Böylece her an gördüğünüz minik notlar, size niyetinizi sürekli olarak hatırlatır.

📍Sevgiyi Seçin

Güç/iktidar savaşlarını, ders vermeyi, egitmeyi, yontmayı, geleceği, geçmişi, çatışmayı, otoriteyi değil; sevgiyi seçin.

Korkularınızı, kaygılarınızı, öfkenizi tanıyın, kabullenin; sonunda yine sevgiyi seçin.

Sevginiz hepsinden daha güçlü, daha etkili!

Her ne olursa olsun; siz çocuğunuz ve kendiniz için önce sevgiyi seçin.

📍Bu Yolun Zor Olduğunu Kabullenin ve Vazgeçmeyin.

Çocuğunuzla bağırarak iletişim kurmak daha kolaydır. Bunu değiştirmek ise; hem siz hem de çocuğunuz için özellikle ilk zamanlar zor olacak.

Sesinizi yükselterek yaptırdığınız herşey, sonlandırdığınız her kriz yerine; her an her duruma özel yeni ve şefkatli seçenekler üretmek için çabaladığınız uzun bir süreç haline gelecek.
Egonuz buna direnecek.
Çocuğunuz da buna direnecek.

Bazen çözümsüz kalacaksınız, eski alışkanlıklar yine tekrarlayacak. Olmuyor işte, böyle gelmiş böyle giderler zihninizi bulandıracak.

Sonra bir an, bir gün gelecek, tüm çabalarınız çiçeklenecek, meyve verecek. Vazgeçmeyin. Bunu sadece çocuğunuz için değil; kendiniz için de yaptığınızı hatırlayın.

________

Görsel: https://www.atlantaparent.com/getting_kids_to_communicate/

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir