Çocuklar Açısından Boşanma Sürecinin Yönetilmesi

Boşanmalarda Çocuklarımızı Nasıl Koruyup Kollayabiliriz?

Aşağıda anlattıklarım olması gerekenler, ama hayatın getirdikleri bu doğruların uygulanabilirliğini bazen engelleyebilir. Önemli olan bunları bilmek, olabildiğince gerçekleştirmek, olamıyorsa da, dünyanın sonu olmadığını bilmektir. Karşılaşılan sorunları duygusal zeka, şiddetsiz iletişim, etkili iletişim gibi doğru yaklaşımlarla ele almamız aslında çocuğumuzu korumanın ilk ve en temel adımıdır.

Yapabileceğimiz tüm yanlışlara rağmen, çocuğumuza odaklanıp, onu her fırsatta dinlemek, ihtiyaçlarını ve duygularını duymak karşılaştığı her zorlukta ona verebileceğimiz en değerli destektir. Sanıldığı gibi dinlemek ve duymak, her şeyi onaylamak anlamına gelmez. Duyarsınız ama ardından gereken açıklamaları, uyarıları yapar, sonra yine duyarsınız, bunu yapabilirsiniz.


Boşanmalar genellikle 2 yaştan itibaren çocukları daha derinden etkiler.
Nasıl boşanırsanız boşanın çocuklarınızın dünyası sarsılır. Çekirdek ailede, anne ve baba çocuğun dünyasının temel taşlarıdır. Onların sarsılması ve ayrılması çocuğa da şiddetle yansır.

Çocuğu olabildiğince şiddetli tartışma ortamlarından uzak tutmak ve yaşına göre gerçek, kısa ve öz bilgiler vermek, olup bitenler bu kadar yoğunken onu bilgilendirmek ebeveynlerin görevidir. ‘Bizim anlaşamadığımız konular var, onun için tartışıyoruz’, açıklaması bir süre için yeterli olabilir. ‘Peki şimdi boşanacak mısınız?’ diye soran bir çocuğu: ‘onu annene/babana sor’ diye azarlayarak sindirenler gördüm; çocuğunuza bu kötülüğü yapmayın. O bu sürecin tek masumu ve her hatanızın kurbanı; bunu görün.

Bazen çocuğunuzun tartışmalara tanık olmasını engelleyemezsiniz. Ona, ‘evet anlaşamıyoruz, ama bir şekilde halledeceğiz, senin için rahat olsun, zor bunları duymak ama ikimiz de senin annenle babanız, seni çok seviyoruz, bu hep böyle olacak. Kavgamızın, tartışmamızın seninle bir ilgisi yok’ mesajını vermek çok önemli ve koruyucu olacaktır.

Çocuğun düzeninin olabildiğince eskisi gibi sürmesi onun için önemlidir. Onları en çok sarsan şeylerden biridir düzenlerinin bozulması. Düzenlerinin sürmesi güven duygularını korur. Düzeni derken, uykusu, yatağı, yorganı, odası, günlük programı gibi günlük hayatında alışmış olduğu düzenden söz ediyorum.

Ayrıldığınız eşe çok kızgın olabilirsiniz, bunu çocuğunuzdan saklamanız gerekmez, sadece gerekiyorsa, biraz sansürleyebilirsiniz. Çocuk sizin kızgınlığınızı zaten görecektir. ‘Annene/babana çok kızgınım, beni kızdırdı, ama bunun seninle hiç bir ilgisi yok’ açıklaması çocuğu rahatlatacaktır.

Anne ya da baba ayrıldıkları kişiye olan kızgınlıklarını çocuğa yönlendirmemek konusunda dikkatli olmalıdır. Çocuğun içtenlikle verdiği bir tepkiye ‘annen/baban öğretiyor değil mi sana bunları’ diye parlamak, çocuğu kırmak ve sizden uzaklaştırmaktan başka bir işe yaramaz.

Ayrıldıkları eşe kızdıkları için bir çok anne ya da baba ‘aynı baban/annen gibi yapıyorsun’ diyerek çocuklarını eleştirdiklerinde yine çocuklarına zarar vermiş olurlar.

Çocuk boşanma kararının anne ve baba tarafından ortak olarak ya da bir tanesi tarafından alındığını bilmeli, ve bu konunun onu ilgilendiren tek yanının anne ve babanın aynı evde oturmayacakları olduğu anlatılmalıdır. Burada sadece anne ve baba birbirlerinden ayrılmaktadırlar, anne ya da baba çocuktan ayrılmamaktadır.

İdeal olanı çocuğun evden ayrılan ebeveynle evlat-ebeveyn ilişkisinin sürmesidir, ancak ayrılık gerçekleştikten sonra ebeveynlerden biri çocuğundan uzaklaşırsa – ki ne yazık ki bununla sıkça karşılaşırız, çocuğun tüm duyguları ve tepkileri duyulmalı, teselli edilmemeli, hiç bir şey yokmuş gibi davranılmamalıdır. Çocuk üzüntü ve kızgınlığını paylaşabilmelidir. Çocukla kalan ebeveyn ise ben dilini kullanarak çocuğun yaşına uygun bir şekilde, duruma göre ‘çok üzülüyorum ben de’, ‘keşke arasa, kızıyorum ben de’ gibi kendi duygularını da anlatabilir ve bunlara rağmen çocukla keyifli ve eğlenceli aktiviteler planlayarak hayatın pekala o kişi olmadan da güzel olduğunu anlatarak değil, yaşatarak gösterebilir.

Çocuğunun düzgün bir kadın ya da erkek modeline ihtiyacı olduğunu görerek öğrenci oyun abileri, oyun ablalarıyla vakit geçirmesini sağlayan ebeveynler gördüm, bu kararlarının olumlu anlamda son derece etkili olduğunu da gördüm. Yani giden ebeveyn çocuğunu aramamayı seçiyorsa, bu dünyanın sonu değildir.

Yaşları kaç olursa olsun çocuklar anne-baba ayrılıkları için kendilerini suçlarlar. 21 yaşında bir genç kızın anne-babasının ayrılığı için kendisini suçladığını, ‘ev işlerinde anneme biraz daha yardımcı olsaydım belki ayrılmazlardı’ diyerek hayatı kendine dar ettiğini gözlerimle gördüm, kulaklarımla duydum.

6 yaşındaki oğlum gece uykusundan başına vurarak ve ağlayarak uyanmış, ‘hep benim yüzümden, hep benim yüzümden’ diye hıçkırarak ağlamıştı. Bu durumda yapılacak olan çocuğun duygusuna empati yapmak, ‘kendini suçlu hissediyorsun’, diyerek duygusunu yansıtmak ve böylece içini boşaltmasına yardımcı olmak gerekir. Anne-baba ayrılığında çocuğunuzun hiç bir suçu ve sorumluluğu olmadığını anlattığınızda, ilk başta siz onu duyduğunuz için, o da sizi duyacaktır.

Giden ebeveynle düzenli görüşme saatleri olması ve bunlara uyulması, bir program değişikliği olduğunda mutlaka çocuğa nedeninin açıklanması ve sonraki görüşme zamanının belirlenmesi çocuğun hayatını en çok kolaylaştıracak şeylerden biridir.

Giden anne ya da baba çocuğa yeterli ilgi göstermeyebilir, çocuk eve döndüğünde hiç de güzel bir zaman geçirmiş gibi olmayabilir, bir dolu şikayetle dönebilir. Bu durumda önemli olan çocuğu duymak ve sarıp sarmalamaktır. Bu işi anne ya da baba üstlenecek halde değilse, bir aile yakını, bir arkadaş da aynı etkiyi yapacaktır. İmkan varsa bir çocuk psikologundan destek alınması zorlanmaları en aza indirecektir.

Çocuktan taraf olmasını asla beklememek gerekir; ancak çocuk kendisi, yaşı gereği bazı gerçekleri görüp kendince taraf tutuyorsa da, olumsuz duygularını yine olduğu gibi kabul etmek, kesinlikle körüklememek gerekir.

‘Evet, annene/babana çok kızgınım, hiç sevmediğim yanları var, ama iyi yanları da var tabii; o senin annen/baban, sen onun iyi yanlarını örnek al hep’, gibi sözlerle sizin belki de bir kaşık suda eritmek istediğiniz diğer ebeveyni çocuğunuzun huzuru için kabul etmek iyi olacaktır.

Yoğun duygular biraz hafiflediğinde, arkadaş, çoluk, çocuk, aile, sadece çok sevdiklerinizden oluşan bir grupla çocuğunuzla başladığınız yeni hayat için kutlama yapmanızı öneririm. Ben yaptım. Hepimize çok iyi geldi. Çocuklarıma önceden söyledim, sevdikleri arkadaşlarının anne-babalarını ve çocukları çağırdık. Bir arkadaşım (profesyonel kuklacı), çocuklara kukla oynattı. O kadar mutlu oldular ki tamamen kendi istekleriyle, ben tek bir talepte bulunmamışken geç saatlere kadar ısrarla konuklarımıza içecek ve yiyecek servisi yaptılar. Biri 7 diğeri 12 yaşındaydı.

Çocukların herhangi bir konuya ilişkin tüm tepkilerini doğal karşılamak ve sabırla, empati yaparak dinlemek, açıklamaları daha sonra yaparak iletişim kurmak çocuğa verilebilecek en büyük duygusal destektir. Bu, boşanma gibi zorlu bir yaşam olayında daha da değerli oluyor tabii ki.

Bunları söylemesi çok kolay biliyorum. Bazen çocuğunuzun örselenmemesi için içinize bir kilit vurmanız gereken anlar da olacaktır. Böyle anlarda onların çocuk olduğunu hatırlayarak derin bir soluk alıp vermek ve oradan devam etmek iyi olur.

7 ve 12 yaşındaki oğullarımla, duygusal anlamda çok ihtiyaç duyduğum halde yeni hayatımızı yeni bir evde kuramamıştım ve eski evdeki düzende kalmak zorunda kalmıştık. Değişiklik bana iyi geleceği için bir gün onlar okuldayken salonun eşyalarını farklı bir şekilde düzenledim. Bazı ayrıntıları da çocuklara sormak üzere, onlar da karar versinler diye okul dönüşlerine bıraktım. Çocuklar okuldan geldiklerinde birinden gelen yorum şuydu: Baba buradayken bu güzelliği yapsaydın belki de baba gitmezdi! Yaşadığım duygusal tepkiyi anlatması zor. Baba evde en ufak bir değişikliğe karşı çıkan biriyken, çocuğum beni mi suçluyordu? Derin bir soluk aldım; onlar çocuktu, ciddi bir yaşam olayının içinden geçiyorlardı ve duygularını kendilerini en çok kabul eden kişiye paldır küldür, sansürsüz aktarabileceklerini onlar da, ben de çok iyi biliyorduk.

Şundan emin olun ki siz sıkı durur onları empatiyle dinlerseniz, duyarsanız ve kendi duygularınızı da bastırıp saklamaz ama yaşlarına uygun biçimde ben diliyle içtenlikle anlatarak paylaşırsanız, hatalarınız için durup yürekten özür dilemeyi bilirseniz, onları korumak, ihtiyaçlarını ve güvenlerini sağlamak için ne lazımsa yapacağınızı hissettirebilirseniz, kuracağınız ilişkinin sıcaklığı ve doluluğu hepinizin iyileşme yolundaki en parlak ışık olacaktır.

Süheyla Pınar Alper

.
.

Eğitim Bilimci / Sosyolog, Duygu ve Farkındalık Danışmanıyım. 1995ten bu yana öğretmen, genç, kadın, anne-baba, yönetici (Dünya Bankası, Meteksan vb.) birey ve gruplara duygusal zeka eğitimleri vermekte, iletişim ve duygular konusunda danışmanlık yapmaktayım. Yirmi yıl süreyle ders verdiğim Bilkent Üniversitesi Siyaset Bilimi Bölümünden 2008de emekli oldum. 1996da Bilkent Üniversitesi’nde açmış olduğum, her sene güncellediğim ve ‘bebeğim’ diye nitelendirdiğim bir dersimi (Duygusal Zeka, Şiddetsiz İletişim ve Etkili İletişim becerilerinin teori ve uygulaması) 2008-2018 yılları arasında İstanbul Bahçeşehir Üniversitesinde vermeyi sürdürdüm. 2013 yılından bu yana Do-um’da danışmanlık yapmaktayım. Uluslararası EFT Master/İleri EMO, Pozitif EFT uygulayıcısı, Transaksiyonel Analiz Derneği TA ve Çocuk, Ergen, Her Yaş Çocuğu ile Oyunla Terapi sertifikalarına sahibim. Çocuklarla doğrudan çalışmıyorum, anne-babalara ve öğretmenlere danışmanlık yapıyorum.
Nisan 2018’de, Attachment Parenting International’dan, Attachment Parenting Türkiye Şiddetsiz Şefkatli Ebeveynlik Lideri akreditasyonumu aldım.

Görsel: Leon Zernitsky

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir