Ebeveynlikte Bilinçli Farkındalık

Bilinçli farkındalık, an be an geniş bir farkındalık ile; odaklanmış dikkat, arasında esnek bir şekilde geçiş yapabilme becerisini kapsar.

Anda olana yargısızca tanık olabilmek için, ‘mevcut olma’ pratiğidir.

Kısa süreler için bunu yapabilmek kolay gibi görünse de, zihni anda tutma ve deneyime açık olması için süreklilik içinde yeniden yönlendirme pratiği aslında zorlayıcıdır.

Otomatik bir şekilde sürekli bir değerlendirme içinde olan zihnimiz, karşımıza çıkan nesneleri ya da deneyimi “iyi” ya da “kötü” olarak tanımlarken ve bu otomatik yargıya, inançlarımız, fikirlerimiz ve beklentilerimizden oluşan düşünsel önyargılarımız da eklenince, aslında olan şeyin gerçek doğasını göremeyiz.

Bilinçli farkındalıkla dikkati eğitmek bu sapmayı engeller ve deneyime ilişkin anın içinde çok daha net bir farkındalık kazandırır.

Bu sayede bizzat deneyimin içindeyken, nasıl yanıt vermek istediğimize ilişkin seçeneklerimizi görmek ve pratik etmek mümkün olur.

İçsel ve dışsal deneyime karşı, alışıla gelmiş ya da “otomatik” zihinsel veya davranışsal tepkilerle bütünleşmek yerine, seçeneklerimiz olduğunu fark ederek ve bilinçli seçim yaparak cevap vermek, deneyimin içinde kendimiz ve ilişkilerimiz açısından uzun vadede iyi olanın inşa edilmesidir.

Bilinçli farkındalık pratiklerinin bu açıdan, ebeveynin çocuğu ile tepkiselliğin ve kendi ebeveynlerine ait özdeşleştiği alışkanlıkların ötesinde ilişki kurmasına çok yardımcı olduğu bilinmektedir.  

Anne-babalar ebeveynlikleri boyunca yoğun negatif ve pozitif duygulanımlar deneyimler.

Ebeveynlik sırasında yaşanan yoğun duygulanımla tetiklenen otomatik davranışın bilinçli farkındalık süreçleri ile durdurulması zamanla ve pratikle geliştirebileceğimiz bir beceridir.

Bu becerinin kazanılmasında belki en zor ama en önemli adımlar Duygusal farkındalık ve Duygusal Regülasyon olacaktır. Yıllarca tekrar edilerek güçlenmiş davranış kalıpları ve ilişkili duygusal süreçler biyolojik koşullanmadan kaynaklanır ve değiştirmek için çokça pratik gerekir.

Bu pratikler sayesinde çocuğunuzla etkileşim içindeyken bilinçli farkındalıkla hem kendi duygularınızı hem de çocuğunuzun duygularını saptayabilmeniz; otomatik olarak tepki vermek yerine nasıl yanıt vermek istediğine ilişkin bilinçli bir seçim yapmanız mümkün olur.

Çocuklarının duygusal ifade yollarına karşı toleranslı ve destekleyici tavır içinde olan; çocuk kendini duygusal olarak açığa vurduğunda bu ifadeyi göz ardı etmeyen ve çocuğun negatif duygulanımını kendi negatif duygulanımıyla yanıtlamayan ebeveynler, çocuklarının duygusal ve sosyal becerileri güçlü gençler olarak yetişmesini çok güvenli bir yerden teşvik etmiş olurlar.

Farkındalıkla ebeveynliği kavramsal olmaktan kurtarıp pratikte hayatımıza sokabilmek ve çocuğumuzla uzun vadede samimi, içten ve güven dolu bir ilişki kurmamızda bize yardım etmesini sağlamak için beş adımdan söz edebiliriz:

  • Çocuğunuzu tüm dikkatinizi ona vererek dinlemeyi pratik edin
  • Kendinizi ve çocuğunuzu “iyi/kötü” diye yargılamadan kabul etmeyi pratik edin
  • Kendinizin ve çocuğunuzun duygusal durumunu fark etmeyi pratik edin
  • Ebeveynlik rolünüzle ilişkili duygusal regülasyon yapmayı öğrenin
  • Kendinize ve çocuğunuza karşı şefkat duygunuzu geliştirin

DİKKATİNİ TÜMÜYLE VEREBİLMEK

Çocuğunuzla, dikkatinizi tam anlamıyla vererek etkileşim içinde olmak, doğumdan itibaren önemlidir.

Eksiksiz bir ilgi ve dikkatle dinleme becerisi çocuk ergenlik çağına yaklaştıkça daha fazla önem kazanmakla birlikte henüz sözel iletişim yokken; bebeğiniz ağladığında ya da fiziksel ve duygusal rahatsızlık belirtisi olan davranışlar sergilediğinde, tüm dikkatinizle orada olmak ve bebeğinizin içsel deneyimini temsil edebilmek çok önemlidir.

Sözel iletişim başladığında ise çocuğunuz size bir şey söylerken, dikkatinizi bir kısmını vermek yerine tüm dikkatinizi çocuğunuza yöneltin.

Çocuğunuzu tam anlamıyla dinlemek onun kendini ifade etme becerisini ve cesaretini güçlendireceği gibi ergenlik yaşlarında onun hakkında fikir edinmek için elinizdeki tek yol olan sözel iletişimin temellerini de sağlam bir şekilde kurmuş olacaksınız.  

KABUL. Kendinizin ve çocuğunuzun kişisel özelliklerini, davranışlarını, ve duygularını yargılamadan kabul etmek demek anda olana karşı net bir farkındalık ve açık bir algı içinde olmak demektir ve durumu her yönüyle anlamamızı sağlar.

Bununla birlikte kabul etmek, disiplin ve rehberlik olmayacak anlamına gelmez. Çocuğunuzu onu her haliyle kabul ettiğinizi ona ifade ederken, aynı zamanda davranışlarıyla ilgili toplumsal ve kültürel açıdan ve çocuğunuzun gelişimi bağlamında uygun olan, açık ve net beklentiler içinde olmak sağlıklı bir yaklaşımdır.

Kabul aynı zamanda ebeveyn-çocuk ilişkisinde zorluklar olacağı, anne-baba olmanın bazı zamanlarda çok zorlayıcı olabileceği, günümüz koşullarında büyümenin çocuklar için kolay olmadığını görmeyi de kapsar.

Zorlanmanın ve hata yapmanın yaşamın sağlıklı yönleri olduğunu kabul etmek, yargısız kabul pratiğinin bir parçasıdır.

DUYGUSAL FARKINDALIK, duygusal regülasyon yapabilmek için ilk adımdır ve aynı zamanda çocuğunuza hislerini adlandırmayı ve ifade edebilmeyi öğretmeniz için de geliştirilmesi gereken bir beceridir.

DUYGUSAL REGÜLASYON, yapıyor olmak negatif duygu ya da öfke sergileme güdüsünün artık hissedilmeyeceği anlamına gelmez. Aksine tüm duygulara hissedilebilmeleri için alan açmak ve zaman tanımaktır. Ancak duyguyu hissetmekle, onunla özdeşleşmek arasındaki ayrımı gözetmek gerekir. Duygusal akıntıya kapılarak tepki vermeye alışmışsanız kendinizi akıntıdan nasıl çıkaracağınızı keşfetmelisiniz. Yükselen duyguyu, sizi içine çekmeden önce fark etmek duygusal regülasyonun anahtarıdır.

Hissettiğiniz duyguyu bilinçli bir şekilde fark etmek ve tepkiye dönüşmeden önce durmak ve uygun ebeveynlik seçimini yapmak, duygusal regülasyon yapmaktır.

Duygusal olarak yükselme hissettiğinde dikkatini dış ortama yönlendir ve otuz saniye kadar sadece gördüğün şeylere odaklan. Ve şimdi nasıl tepki vermek istediğini sor kendine.

ŞEFKAT acıyı hafifletme arzusu olarak tanımlanabilir.

İlişkide şefkate yer vermek, farkındalık sahibi ebeveyn olarak çocuğunuzun ihtiyaçlarını (sadece fiziksel değil ama duygusal ihtiyaçlarını da) fark etmek ve rahatsızlığını giderme arzusunu hissetmektir. Kontrolcü ve ebeveyn odaklı yaklaşımdan; ilişkiye odaklı yaklaşıma açılan ana kapıdır şefkat .

Ve sadece çocuğunuza karşı değil kendinize karşı da pratik etmeniz gereken bir şeydir; özellikle de ebeveyn olarak koyduğunuz hedeflere erişemediğinizde kendinizi suçlamaya başladığınızda!

Suçlayıcı ve yargılayıcı yaklaşımın yerine şefkati koymak aynı zamanda toplumsal ölçekte de bir ebeveyn olarak diğer ebeveynler tarafından yargılanma baskısını hafifletecektir.

Farkındalıkla ebeveynlik çocuğumuzla uzun vadede onun sürekli değişen ihtiyaçlarına ve gelişen doğasına uyumlu yanıt vermemizi sağlarken, vereceğimiz tepkinin sadece içinde bulunduğumuz durumla ilgili olmadığını ama uzun bir ömre sahip ilişkimizin niteliğini ve sürekliliğini ilgilendirdiğini hatırlatır bize.

Fark ederek, Hissederek, Şefkatle, Yargısız Kabulle İlişkilendiğimiz Bir Dünyaya Hepimizin İhtiyacı Var.  

Sadece bir adım at.

Tekrar tekrar atmaktan yorulmayacağın o tek adımın, her şeyi aynı anda ideal şekilde yapmaya çalışmaktan çok daha fazla dönüştürücü olduğunu göreceksin.

Adım adım…

Funda Battle

Funda Battle, SEP, OIX, HEARTraining® Türkiye Koordinatörü

2012 yılında tanıştığı Somatic Experiencing/Organic Intelligence ve Travmalar üzerine aldığı eğitimini İrlanda’da tamamladı.
Eğitimine, erken gelişim dönemi travmaları ve PTSD travmatik semptom ve sendromlarını iyileştirme terapi yöntem ve teorileri üzerine Steven Hoskinson, MA, MAT ile birlikte Organic Intelligence® eğitimleri kapsamında deneyimli danışmanlar için ileri düzey OI Expert seviyesinde devam etmektedir.
‘Erken Dönem Travmalar’; ‘Bağ Kurma’; ‘Utanç’; ‘Travma ve Hafıza’; ‘Travma Sonrası Stres Bozukluğu’ gibi spesifik konular üzerine Dr. Maggie Philips, PhD; Kathy Kain, MA, SEP; Dr. Peter Levine, PhD; Caryn Scotto, MA, SEP; Dr. Stephen Porges, PhD; Dr. Bessel Van Der Kolk, PhD, gibi travma çozümleme alanında tüm dünyada alanında öncü araştırmacı ve klinisyenler ile deneyimli danışmanlar için açılan çok sayıda uygulamalı seminere katılmıştır.

Travmatik etkilerin iyileştirilmesi üzerine odaklanan ve nöro-biyolojik açıdan bilimsel temeller üzerine kurulu bir psikobiyolojik yaklaşım olan Somatic Experiencing ekolü Amerika’da yaşadığı yıllarda bu ekolün kurucusu Dr. Peter Levine, PhD ve Steven Hoskinson ile tanışması sayesinde hayatına girdi.

Uzun yıllardır yoga ve meditasyonu gündelik hayatında uygulamaya devam eden Funda Battle beyin, sinir sistemi, beden kompleks ilişkiler ağının uyum içinde işlemesini amaçlayan yaratıcı ve dönüştürücü beden merkezli terapiler üzerine çalışmaktadır ve son iki yıldır araştırmaları ve ilgisi özellikle gelişimsel dönem travmatik semptomların iyileştirilmesinde farkındalık ve şefkat uygulamalarının etkisi ve kişiler arası nörobiyoloji üzerine yoğunlaşmıştır.
Bireysel SE®/OI® seansları yanında aynı zamanda çalışmalarını aktarmaktan ve oluşan paylaşım ortamından sonsuz keyif aldığı grup çalışmaları da düzenlemektedir.

Son yedi yıldır eşi ve 12 yaşındaki kızı ile birlikte İzmir’de yaşamaktadır.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir