Çocuklar Otoriteden Değil İlişkiden Öğrenir

Çocuklar/insanlar otoriden değil; sağlıklı bir ilişkiden öğrenirler.

____

Söz konusu iki insan arasındaki “yakın ilişki” olduğunda; akla ilk gelen, taraflardan birinin mutlaka “otorite” sahibi olması gerektiği değildir.

Ebeveyn-çocuk ilişkisi dışında..

____

Pekçok ebeveynlik yaklaşımı, çocuk üzerinde anne/babanın otoritesinin hissettirilmesinin öneminden bahseder.

Çocuğa sınırları, kuralları öğretmek için mutlaka bir yetişkin otoritesinin varlığına gerek olduğu iddia edilir.

____

Sizi seven, korumak, gözetmek isteyen biri, otoritesini kullanarak yaklaştığında mı daha güven duyarsınız; yoksa onunla empatik bir ilişki içinde olduğunuzda mı?

____

Çocuklar için de sorunun cevabı aynı.

____

Otorite ile kontrol daima yan yanadır.

Yetişkinlerin kontrol arzusuna en kolay cevap verebilecekler de çocuklar olduğu için; otoriter bir ebeveynlik çoğunlukla kulağa hoş gelir.

____

Amacınız bir çocuğun size itaat etmesini sağlamak bile olsa; otoritenizi kullanarak bunu ancak kısa bir süreliğine sağlayabilirsiniz. Çocuk otoritenizin sınırlarını farkettiği andan itibaren; ya koşarak sizden kaçmayı yada tamamen içine kapanmayı öğrenir.

____

İçinde kontrol/otorite/korku olan bir ilişkide her iki taraf da eninde sonunda kaybeder.

____

Amacınız çocuğunuzla sağlıklı bir ilişki kurmak ise, en çok ihtiyacınız olan şey; iletişimdir.

Etkin iletişim yetenekleri pek de gelişmemiş bir nesil olduğumuzu düşününce; bize en zor gelen de yine iletişimdir.

____

O yüzden de; çocuklarla ilişkide, en “işe yarayan”, anlık çözümlerle ilerler; teknikler, yöntemler ezberleriz, kısacası kolay yolu seçeriz.

____

Yazdığım yazıların sonunda en çok aldığım ve sonuna kadar hak verdiğim sorulardan biridir: “Çözüm?”

____

Isteriz ki hazır reçeteler olsun; öyle bir yol olsun ki hemen sorun çözülsün; bir yöntem olsun, her sıkıntıda işimize yarasın; hap gibi olsun şıp diye yutulsun. 🙈 O kadar haklı ki bu istek; çünkü bilmiyoruz, ilişki kurmayı, empati yapmayı, ihtiyaçları okumayı, duyguları görmeyi.. Çünkü pek azımız dışında; hepimiz böyle ilişkiler yerine; otoritenin hakim olduğu aile yapıları içinde büyüdük.

____

Ben de bilmiyorum, öğrenmeye çalışıyorum.. Bazen bocalıyorum, deniyorum, tökezliyorum, sonra ayağa kalkıp, en baştan tekrar deniyorum. Hepimiz gibi..

____

Ama niyet ettik; daha iyisini öğrendikçe daha iyisini yapmaya.. Öğrenmenin de ezberden ibaret olduğu sistemler içinde sıkışınca; ebeveynliği de öyle öğreniriz sandık.

____

Çocuğunuzla ilişkinize odaklanın, davranışları değil duyguları okuyun, iç sesinizi dinleyin, çocuğunuza kulak verin dedikçe birileri; iyi de nasıl diyoruz şimdi.

____

Nasıl? Bilmiyorum. 🤷‍♀️

En bilemediğim, sıkıştığım anlarda çocuklarımın gözlerine bakıyorum; gerçekten bakıyorum ama, öylesine değil, onların bana, kalbimin içine kadar baktıkları gibi..

Apaydınlık, şeffaf, arkasını görebileceğim kadar hem de.. Aynı aile içinde, aynı ortamda, aynı anne/baba ile, başından sonuna tamamen aynı yaklaşımı görmüş iki çocuk; iki zıt kutup, iki ayrı mevsim görüyorum onlarda..

O zaman kurallar, kalıplar, yazılar, uzmanlar hepsi uçup gidiyor.

Otoriteye değil; bağlantıya, ilişkiye, saygılı bir sevgiye, empatiye ihtiyacımız olduğunu öğreniyorum onlardan. Sadece onların değil; bizim de..

____

Şimdi telefonu bırakıp siz de bu gözle bir daha bakmayı denemek istersiniz belki; onların size baktığı gibi.. 💜

__________

Görsel: https://www.google.com/amp/s/amp.abc.net.au/article/8412350

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir