Eşler Arasında Boşanma Sürecinin Yönetilmesi

Boşanma sayısı arttıkça toplumumuzda yeni bir aile tipiyle daha sık karşılaşmaya başladık: tek ebeveynli aile.

Bu artış karşısında pek çok insan aile kurumunun yok olma riskiyle karşı karşıya olduğunu öne sürse de araştırmalar boşananların anlamlı bir çoğunluğunun yeniden evlendiklerini ya da yeniden evlenme arayışına girdiklerini göstermektedir. Bunun sonucunda ‘yeniden oluşturulmuş’ aile adı altında yeni bir aile tipi daha türemiştir.

Boşanma konusunu hafife almak, ‘canım yürümezse boşanılır, ne olacak’ demek, boşanmalara dışarıdan yorum yapıp değerlendirmek kolaydır, ancak bilimsel olarak da kabul gören gerçek
şudur:

Boşanma aynı ölüm gibi, evlilik gibi, doğum gibi, doğal afet gibi, konuyla ilgisi olan herkes üzerinde ciddi etkiler yaratan bir yaşam olayıdır.

Her boşanmanın gerçeklerini o boşanmanın ayrıntıları oluşturur, dolayısıyla genellemelerden olabildiğince kaçınmakta fayda vardır. Bu yazıda elimden geldiğince çeşitli koşullara uygun örnekler vereceğim, ancak tek taraflı yazarak her durumu kapsayabilmek olanaksız maalesef.

Boşanma, ayrılan eşler için zordur, çocuklar için zordur, eşlerin anne ve babaları için de zordur; çiftin tüm arkadaş ve akrabaları için de zordur; herkes kendi payına düşeni yaşar.
Zorluk, bu işin ciddi duygu yoğunluğu taşıyan bir süreç olmasından kaynaklanır. Kolay boşanma yaşamak büyük bir şanstır ve enderdir; duygusal ve ekonomik olarak çok zorlanmadan boşanıverenler ender rastlanan bir şey yaşadıklarını bilip sevinebilirler.

Boşanma gerçekleştiğinde eşler boşanmış ve birbirinden ayrılmış olur. Çocuklar ise, artılarıyla ve eksileriyle hala aynı ebeveynlere sahiptir.

Bazı durumlarda çocukların temel sorumluluklarını yüklenen ebeveyn, diğeriyle aynı mekanda ebeveynlik yapmadığında, daha özgürce ve etkili şekilde ebeveynlik yapma şansına sahip olur, ki bu da boşanmanın çocuklar için yararlı bir sonucu olabilir.

Nasıl ki her insan bir diğerinden farklıdır, her boşanma da aslında bir diğerinden farklıdır.
Oyuncular farklıdır, koşullar farklıdır, haliyle süreç de farklıdır. Bu dönemde insanların en çirkin yanlarının ortaya çıktığı sıkça görülür. Bu da yoğun duygular yaşandığı için ortaya çıkan bir sonuçtur. Dışarıdan bakanların kişileri yargılaması kadar büyük bir yanılgı olamaz.

Ancak derin ve şefkatli iletişim içeren bir sohbet gerçeklere ışık tutabilir ve anlatanı hafifletebilir. Sıradan
konuşmalar, soru ve yorumlar boşanan kişiyi yormaktan öteye gitmez.

Çocuklu boşanma boşanmaların en zorlusu olabilir. Anne ve baba bir yandan kendi hayatlarını, duygularını düzene koyma çabasındayken, diğer yandan çocuklarının duygularını ve hayatını da düşünmek ve yoluna sokmak zorundadırlar.

Duygular zaten karışıkken çocuklar her iki ebeveynin kolay hedefi olabilir.

Çocukları kullanmak, akıl ve mantık devreye sokulmazsa, eşlerin birbirlerinden öc almalarının en kestirme yolu olabilir. Her ebeveynin içinden eşini çocuğuyla cezalandırmak geçebilir. Kızmak, öc almayı istemek son derece doğal duygulardır.

Duyguları seçemeyiz, ama davranışlarımızı seçebiliriz.

Çocuğun diğer eşten saklandığı, ebeveyne gösterilmediği, görüşmelerin engellendiği ne yazık ki sıkça görülen tepkilerdir. Burada çok ağır bir şekilde cezalandırılan bir kişi vardır, o da çocuktur, çünkü eşler birbirlerinden boşanabilirler ama çocuklardan boşanılmaz. Çocuklarını hiç görmeseler, hiç duymasalar, hiç dinlemeseler, onlarla hiç bağ kurmasalar bile ebeveyndirler ve gün gelir o hesap karşılarına çıkar.

Hemen hemen hiç kimse, laf olsun diye evlenmez. Evliliğe adım atanlar hayatlarını sosyal ve duygusal boyutlarda uzun vadeli olarak bir diğer insanla birleştirir, yaşam planlarını bu insanla birlikte yapar, hayallerini, isteklerini birlikte gerçekleştirmeyi umar ve beklerler.

Yaşam planlarını
ve umutlarını birlikte gerçekleştirme hedefiyle çıkılan bir yolun bitivermesi (bitişin ayrıntıları işi
iyice sarpa sardırabilir) ciddi bunalımlara, öfkelere, acıya neden olabilir.

Boşanan kişilerin kişilikleri de bu işi zorlaştırır ya da kolaylaştırır. Usta yalancılar, duygularla ustaca oynayarak
karşılarındakini kalbura çevirebilirler, insani ve ahlaki sınırları olmayanlar ciddi duygusal, hatta fiziksel acılara neden olabilirler. Bunlar saymakla bitmez.

Sonuç olarak boşanma, sıkı durulması, iyi planlanması gereken önemli bir hayat adımıdır.

Boşanma sürecinden geçen tüm aile bireylerinin bu süreci en kısa zamanda sağlıklı bir şekilde geride bırakabilmeleri için profesyonel yardım alması en güzeli olur. Profesyonel yardıma ne yazık ki herkes ulaşamaz. Bu durumda, yargısız dinleyen gerçek dostlar, aklı başında aile üyeleri imdada koşarlar​.
Genelde böyle yoğun konular güvenilen birileriyle paylaşılınca gerçek daha çarpıcı ve can yakıcı bir şekilde hissedilebilir. Olsun, duyguların dışa vurumu sağlıklı ve hafifleticidir, aklın devreye girmesini kolaylaştırır. Gerçekle baş edebilmek için önce onunla yüzleşmek gerekir. Bazen de kişi, düştüğü yerden kendisi kalkmak zorunda kalır. Zordur, ama o da olur.

Anne ve baba ne kadar sağlam olabilirse, ne kadar çabuk toparlanabilirse çocuklarına da o kadar destek olabilirler.

Boşanmayı düşünen anne ve babalara diyeceğim şu ki, ani bir kızgınlıkla, ani bir üzüntüyle boşanma kararı almayın. Tabii ki uç durumlar olabilir, insanların yangından mal kaçırır gibi kaçmaları gerekebilir. Bu gibi durumlar yine de genel kuralı bozmaz. Kızgınlıklar ya da üzüntüler hafiflediğinde boşandıklarına bin pişman olan çok sayıda insanla karşılaştım. Mümkünse uzman desteği alın, teker teker ya da birlikte. Destek alamıyorsanız, bir anda karar vermeyin. Düşünün, güvendiğiniz insanlarla konuşun, kararınızdan emin olduğunuzda da boşanmayı adım adım planlayın. Akışa bırakırsanız süreçteki herkes yıpranır ve bunun sorumlusu da siz olursunuz.

Bazen de, iletişim sorunları ve/ya da insanların çoluk çocuk sorumluluğu altında kendilerini unutmaları ve desteksiz kalmaları nedeniyle evlilikler sarsılır, eşler birbirlerini incitirler ve
uzaklaşırlar. Aslında biraz gayretle düzelebilecek pek çok evliliğin sonlanması her iki tarafı da gereksiz yere yıpratır. Ayrılık kararını netleştirmeden önce enine boyuna tartmak önemlidir.
Süreceğine dair en ufak bir umut olmadığı düşünülen pek çok evliliğin, eşler arasında doğru iletişimin sağlanmasıyla sağlıklı bir beraberliğe dönüştüğüne çok tanık oldum.
Tabii ki toparlama olasılığı olmayan ilişkilerin de uzatılmadan, doğru planlarla bitirilmesi ailenin tüm bireylerinin iyiliği için en doğrusu olacaktır.

Hastalığın tanısının doğru konması sonucun da en sağlıklı olanını getirir​.

Süheyla Pınar Alper

.

Eğitim Bilimci / Sosyolog, Duygu ve Farkındalık Danışmanıyım. 1995ten bu yana öğretmen, genç, kadın, anne-baba, yönetici (Dünya Bankası, Meteksan vb.) birey ve gruplara duygusal zeka eğitimleri vermekte, iletişim ve duygular konusunda danışmanlık yapmaktayım. Yirmi yıl süreyle ders verdiğim Bilkent Üniversitesi Siyaset Bilimi Bölümünden 2008de emekli oldum. 1996da Bilkent Üniversitesi’nde açmış olduğum, her sene güncellediğim ve ‘bebeğim’ diye nitelendirdiğim bir dersimi (Duygusal Zeka, Şiddetsiz İletişim ve Etkili İletişim becerilerinin teori ve uygulaması) 2008-2018 yılları arasında İstanbul Bahçeşehir Üniversitesinde vermeyi sürdürdüm. 2013 yılından bu yana Do-um’da danışmanlık yapmaktayım. Uluslararası EFT Master/İleri EMO, Pozitif EFT uygulayıcısı, Transaksiyonel Analiz Derneği TA ve Çocuk, Ergen, Her Yaş Çocuğu ile Oyunla Terapi sertifikalarına sahibim. Çocuklarla doğrudan çalışmıyorum, anne-babalara ve öğretmenlere danışmanlık yapıyorum.
Nisan 2018’de, Attachment Parenting International’dan, Attachment Parenting Türkiye Şiddetsiz Şefkatli Ebeveynlik Lideri akreditasyonumu aldım.

Görsel: Leon Zernitsky

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir